Kıvanç Kaplan Bir Yarı Deli'nin Günlüğü

Namık Kemal İlkokulum

Size biraz klavye çalmaya başladığım ilkokulumdan bahsedeyim:

Namık Kemal İlkokulu

İlkokulumuz ahşaptı, ziftli rabıta döşemeler vardı. Isınmamız soba ile sağlanıyordu. Abimle aynı okulda, sırada okuyabilmek güzel duyguydu. Fazla seçeneğimiz de yoktu zaten.

Saat 10gibi okulun alt katında fırından simit çıkardı. Muhteşemdi o simitler. Anlatamam. Harikaydı yani. Sıcacık, susamları kızarmış. Öğretmenimiz sırf bunun için bazen 5 dk önce çıkmamıza izin verirdi ki, kuyrukta çok beklemeyelim diye.

Engin Türe hocamın üzerimizde emeği çok büyüktür. Hepimize eşit, adil davrandı. Oğlu Altuğ ile aynı sınıftaydık, ama hepimizi evladı gibi görürdü, kimsenin ayrıcalığı olmazdı.

Engin Hocam ile Okuma Bayramı Sonrası

Engin Hocam ile Lise Mezuniyeti Sonrası

Cihan’ın Anneannesini Anmak İstedim Burada

İlkokul 1’de onun olmadığı bazı derslerde Cihan’ın rahmetli anneannesi girerdi derslerimize, sesi çok güzeldi, bizim ilk öğrendiklerimizin arasında onun da katkısı olduğu için onu da hiç unutamam. Nur içinde yatsın.

Neden Güvenç’le Aynı Numarayı Almaya Çalıştık Onu Bilemiyorum

Okulumuz Şükrü Göçmen yönetimindeydi, Güvenç de burada okumuştu 465 numarası ile, ben aynı numarayı aldım ama neden? Bilmiyorum, 465 olarak okudum. Harçlığımız 10 TL idi günlük. Yetiyordu bize.

Yandı sonra maalesef bu ahşap bina yenisi yapıldı ama.. İçimiz buruldu yine de..

Son gittiğimde çektiğim bir fotoğraf..

Kedi Etinden Lahmacun Olamaz!

Okulun kapısına bazen seyyar lahmacuncu gelirdi, çok ucuz. Beyaz seyyar tezgahı ile. Kedi eti derlerdi bize. Bıraktık sonra yemeyi ordan zaten.

Bakkal Abimizin İsmini Hatırlayalım

Okulumuzun hemen karşısında bakkal var, genellikle leblebi tozu alıyoruz. Bir de plastik pipo gibi bir şey üflüyorsun, ucundaki plastik topu havada tutuyorsun falan, onu da alırdık. Kinder çikolatalar yeni çıkmıştı ama çok pahalıydı. Yumurtalarını biriktirirdik nedense. Plastik top çok alırdık abiden, hepsi de patlardı anasını satiim.
(Neydi abinin ismi, hatırlayabilenler yazsın…)

——–Ben Tabii Ki Biliyorum İsmini, Bakalım Kaç Kişi Hatırlayacak? İPUCU: M ile başlıyor——-

Alttaki fotoğraftaki, sağdaki kırmızı binanın girişindeydi o market.

Dönelim Namık Kemal İlkokulu’na. 1989 yılına.

İlkokulda okulun bahçesinde tüm etkinlikleri yapardık. Bando, futbol maç, basket vs gibi. Kimse kaleye geçmezdi, ahşap bankları kale niyetine koyardık, altından girerse gol olurdu. Benim ortalarım paslarım yerini bulmazdı. Ama yeni taktik keşfetmiştim, soldan gidip neredeyse kaleye sıfır noktadan sol ayakla kaleye vurmak isteyince, çok güzel orta oluyordu, Gökmen de golü atıyordu. Bu sayede çok asist yapmıştım. Gizli solak olduğum yazımdan kolayca anlaşılır zaten. Çınar’ın da solak olması tesadüf değil.

Bandoculuk

Okulda bandodayız. Bandoda trampet çalıyorum. Ama Cihan hiç unutmam ince trampet çalardı. Altında tel var, paslı maslı ama çok güzel geliyor. Bizimkisi düz. Cihan solo atardı o paslıyla. Özenirdik valla. Sonra ömür boyu bandodan çıkamadım o ayrı.

Sen 30 Ver, Yetmezse 20 Daha Alırız

10 para ver, 10 para yetmez, 5 daha ver çalıyoruz sürekli. Nasıl bir tekerlemedir bu di mi? Bana 20 ver. Ama yetmez be 10 daha ver. Sürekli fazlası..

Bir de yürümede sağı solu ezberletsin diye, tekrarladığımız şu cümle var. Yer etti, çıkamıyor kafamdan.

‘Sol, Sol, Sol Pez…kler Sol. Siz ananızdan, siz babanızdan hiç terbiye görmediniz mi?’

Katil Hasan Masumdur!

Bandodaki bu ritimlere beste yaparak söyleme ritm kulağını geliştirdi hepimizin. Faydası bence çok oldu bakmayın siz. Tabi Tekirdağ olmasının da avantajı var. Ritm doğuştan içimize. Kedinin kuyruğuna bastı diye, adı Katil Hasan denilen klarnet üstadının, heykelinin olduğu şehirden bahsediyoruz.

Bandonun Arka Aboneleri

Lisede mezun olana kadar zil ve davul çaldım en arkada. Hatta her cuma İstiklal Marşı’nda da. Sertaç ve Evrenle çok güzel kombinasyonlar yapardık, atak atardık.

Evren’i gördüm geçenlerde. Çok özlemişim, sarıldım, öptüm alnından. Tersti, aksiydi ama içi dışı birdi. Hala da öyle, samimidir. Keşke hepimiz öyle olabilseydik. İçine atmaz söyler Evren, iyi dosttur.


Share:

Grease Müzikalindeyiz

Grease Müzikalindeyiz Lise sondayız. Orkestradayım. Aynı zamanda Grease müzikalinde de oynuyorum bir parçada solistlik de var. Ortaokuldan beridir, bir şekilde şarkı söyletiliyor bana. Okul açılış…

Read More

Bir-Tat Yoğurdu Altına Para Yapışmış mı?

Ben size Yoğurt hikayemi anlatayım. Özcanlar’ın amca çocuklarının başka çiftliği vardı, oğulları Mustafa bizim sınıftaydı, aynı apartmandıydık. Peştemalcı Caddesi’ne çikarken modern kasabın yanında, dükkanı vardı.…

Read More

İğneli Silgi!

İğneli Silgi! Herkesin Lise hayatı özeldir. Ergenliğe adım atıldığı, seslerin saçma kalınlaştığı bu dönemde, merakların denemelerle acı-tatlı tecrübeye dönüştüğü deli-kanlı bir çağ.. Bizim okulumuz da…

Read More
About the author

Kıvanç Kaplan:

1 Comment

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    three + 3 =